5 Mayıs 2014 Pazartesi

OFF-ROAD

OFF-ROAD 

03.05.2014 Cumartesi günü Hasan'la birlikte kısa bir tur yapmaya karar verdik. Hasan'ın daha önceden yapmış olduğu hafif patika yollu Sakızköy- Karaağaç köyleri üzerinden Lüleburgaz'a dönmeyi kararlaştırıyoruz. Yol üzerinde piknik alanları ve göletlerin olduğunu söylüyor Hasan. Tur öncesi bisikletimle Hasan'ı bekliyoruz.


Yola çıkıyoruz. Rampalı ama güzel bir yol. Her şey çok güzel şimdilik.:) 

Önümüzdeki ilk köy Umurça. Durmadan hızlı bir şekilde geçiyoruz.



Sakızköy'e dik bir rampa ile iniyoruz. Yolun sağı solu ağaç. Çok güzel bir yol.
Sakızköy'e hoş geldiniz. Hasan önde devam ediyor.

Köyün meydanı. Ortalık sakin.
Göleti soruyoruz. Devam edin diyor kahvedeki amcalar ve ekliyorlar "ne işiniz var yollar çok çamurlu. Biz de ne kadar çamurlu olabilir ki diyerek gölet yoluna dalıyoruz.

Gölete devam.

Yolda ilk çamurlu alana geliyoruz. Hasan "ben geldiğim zaman hiç çamur yoktu" diyor. Neyse devam ediyoruz.
İlk çamurlu alanı geçtikten sonra yol kuruyor. Gayet güzel yol alıyoruz ileride başımıza geleceklerden habersiz.


Arka taraf da Sakızköy görülüyor. Keyfimiz yerinde.

Birkaç km sonra eğlence başlıyor. Yol çok çamur. Hasan'a "ne yapalım" diye soruyorum. Hasan "devam edelim abi, ben dönmeye hiç alışık değilim" diyor. Peki diyorum devam edelim. Aslında yol bana da çok keyifli geliyor. Tam bir off-road. Tek sıkında spd'ler.
Buralar berbat.
Piknik alanı. Çok güzel görünüyor ama biz çamurla boğuşuyoruz. Aşağısı barajmış ama biz inemiyoruz.
Yol güzel keyfimiz de kötü değil. Devam ediyoruz.
Artık bisikletle devam edemiyoruz. Elde sürerek devam ediyoruz.


Bisikletimin son hali. 
Artık bisiklet pek gidecek gibi değil.Tekerler hemen hemen dönmüyor. Köye girer girmez temizleriz diye konuşuyoruz Hasan'la. Hasan bisikletini temizliyor az da olsa.


Ve sonunda hiç beklemediğim şey oluyor ve bisikletimin arka aktarıcısını tutan parça kırılıyor. Aktarıcı jant tellerini arasına girdi. Biraz uğraşarak aktarıcıyı çıkartıyoruz ama yapılacak bir şey yok gibi gözüküyor. Zaten bu yola girdiğimizden beri karşıdan bir tane araba geldi ki herhalde o da yanlışlıkla girmiş gibiydi bu yola. Birde inşaat malzemeleri taşıyan bir kamyon çamura saplanmıştı. Yürümekten başka bir çare yok gibi görünüyordu.
Ve yürümeye başlıyoruz Hasan'la. Bu arada ne yapabiliriz diye konuşuyoruz. Bir kaç fikir üretiyoruz ama şimdilik yürümekten başka bir çare yok.Karaağaç köyü göleti. Tabi ki kimseler yok. Pikniğe gelinebilir bence.
Yolda gördüğümüz bir çiyan. Ölü gibiydi ama bence değildi.
Karaağaç Göleti'nin yanından geçiyoruz. Suların çekilmiş olduğunu söylüyor Hasan. Kendi geldiği zaman yeşilik görünen yerlerin de gölete dahil olduğundan bahsediyor.
Güneş hafif hafif yakmaya başlıyor ama moralimiz halen yerinde.
Karaağaç'a çok dik bir rampa ile iniyorum bisikletin üzerinde. O hızla köprübaşına kadar geliyorum. Kerim abi ve koyunu ile karşılaşıyoruz burada. Kerim abi'ye durumu anlatırken koyunda kafasını sokmuş bisikletin arızalı kısmına bakmaya başlıyor. Çok meraklı bir koyunmuş. Kerim abi ile kahveye filan geliyormuş. Ama kesicez bunu artık uğraşamıyorum diyor Kerim abi. Yapma kesme bak ne güzel filan diyoruz ama dinlemiyor Kerim abi.
Köyde bisikleti tamir edecek herhangi bir yer yok. Kerim abi ve koyunu ile vedalaşıp devam ediyoruz.
Köyden çıkarken ablam telefon ediyor. Neredesin diye. Durumu anlatıyorum. Bekle seni almaya geliyorum diyor. Bu arada Hasan "abi sen bisiklete bin ben seni ittireceğim" diyor. Olurdu olmazdı filan derken Hasan yaklaşık 10 km kadar beni itiyor. Yandaki resimden de belli olduğu üzere benim keyfim yerinde. Hasan biraz yoruldu ama yola kadar da getirdi. Müthiş performans.:)

Böyle gitmek de güzelmiş diyorum Hasan'a. Elektirikli bisiklete mi geçsek acaba.
Pınarhisar yoluna geliyoruz. Hulk Hasan...
Dinlenme zamanı.
Ben beklemeye başlıyorum. Hasan'da Lüleburgaz'a doğru pedallamaya başlıyor. Girişteki OPET benzinliğinde görüşeceğiz. Bisikletlerin durumu berbat.  İyice yıkamak gerekli.
Ablam gelip beni alıyor. Benzinlikte Hasan'la bisikletlerimiz basınçlı su ile yıkıyoruz. Ablam Neval ve yiğenim Yarenle...



Temizlik sonrası bisikletimi kuruması için güneşe bırakıyorum. Sonrasına biskleti arabaya tekrar yükleyerek eve dönüyorum. Herşeye rağmen güzel bir gün geçiriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder