19 Kasım 2012 Pazartesi

PINARHİSAR'A DOĞRU





PINARHİSAR'A DOĞRU

YAKUP ATALAY

LEVENT BAYHAN

17.11.2012

Bundan sonraki turlarımızda tur bilgilerini de kayda geçmeye başladık. GPS'izdeki arıza nedeni ile bilgileri şimdilik bu şekilde yazabiliyoruz. GPS üzerine Yakup gerekli çalışmaları yapıyor. Umarım bundan sonraki tur bilgilerini GPS çıktısı olarak girebileceğiz.

Başlangıç saati: 13:10
Bitiş saati        : 16:12
Ortalama sürme hızı: 14km/sa.
Max hız: 36km/sa.
Toplam süre: 3sa. 2 dak.
Toplam mesafe: 32 km.


Cumartesi turumuzun Google Earth görüntüsü.



Cumartesi günü saat 12:00 'ye kadar çalıştıktan sonra, saat 13:10 da Yakup'la benim evimin önünde buluştuk. Tura başlamadan önce çektiğimiz fotoğraf. Yüzümüz gülüyor. Ancak rüzgar bir hayli sert esiyor. Yola çıktıktan sonra bu gülümsemeden -özellikle ben de- pek bir eser kalmadı. :)


Pınarhisar yoluna çıktık. İlerisi askeri birlik.

Henüz rüzgarı tam hissetmedik. Yakup'un pozunda da belli olduğu üzere...

Açık alana çıkınca rüzgarı tam karşıdan almaya başladık. Bu durumda hızımız da düşmeye başladı. Ancak zaman problemi olmadığı için, bu duruma fazlaca takılmadık. Pınarhisar yolu üzerinde Akça restaurantın önündeyiz. Biraz geride bir köpek dostumuz bizi biraz taciz etse de bu durumu olumsuz bir şey yaşamadan atlattık. Ama bu tür dar yollarda asıl problemin trafik olduğunu bir kez daha anladık. Bisiklet yolunun olmaması, güvenlik şeridinin de çok dar olması gerçekten büyük bir sıkıntı.

Güneş biraz kendini gösterse de rüzgar etkisinden hiç bir şey kaybetmedi.

Akça restauranın girişi.

OPET petrolde kısa bir mola veriyoruz. Bu arada lastik havalarımızı da kontrol ediyoruz.

Otoyol ayrımına yaklaşıyoruz.

Otoyol köprüsü üzerinde İstanbul istikametine doğru bir fotoğraf.

Yolun aşağısı Turgubey köyü.


Turgutbey tarafı.
Lüleburgaz tarafı.

Yakup köy girişinde köpek olduğunu söyledi. Çaktırmadan da biraz geriden gelmeye başladı.:) Neyse yapacak birşey yok. Yola devam ediyoruz.

Turgutbey'den sonra Ceylanköy'e kadar durmadan devam ettik. Rüzgar bizi gerçekten dövdü desem yalan olmaz. Ceylanköy'e girmeden geri döndük. Bu sefer de  Pınarhisar'a ulaşamadan geri dönmek zorunda kaldık.Yasin'in söylediği Pınarhisar'ın ıslama köftesini yemek -ben daha önce hiç   duymadım-  bir daha ki sefere kaldı. Kısmet değilmiş. Dönüş yolunda rüzger arkadan estiği için, hiç anlamadan Turgutbey'e geliverdik.  

Yolda gölge oyunları.

Geri dönüşde Turgutbey Çağla köftecisinde durduk.



Köfteleri beklerken.

Yakup hiç aç değilmiş. Öle söyledimişti bana. :)
Şaka şaka afiyet olsun...

Ekmek arası köftelerimiz. Köfteler çok leziz değildi. Hatta köftecinin köfteler taze demesi acaba bayat olduğu zamanlar da mı var diye hafiften huylandırdı beni. :)

Bunlarda kedi dostlarımız.



Gerçekten çok şekerler.



Yolda resim çekecek çok şey bulamadık. İyi ki bu kediler çıktı karşımıza.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder